Dolar 34,1779
Euro 37,8409
Altın 2.909,57
BİST 9.080,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 27°C
Açık
İstanbul
27°C
Açık
Cum 30°C
Cts 28°C
Paz 21°C
Pts 23°C

Polonya TVN televizyon kanalından program yapımcısı Anna Machowska

25 Mart 2011 19:35
114
A+
A-

Polonya TVN televizyon kanalından program yapımcısı Anna Machowska Türkiye’de tutuklu ve hükümlü  bulunan Polonya vatandaşları ve Sabina Uryga ile ilgili hazırladıkları haber dahilinde Türkiye’de soruşturma, kovuşturma, ceza yargılamaları, savunma hattı, yargılama süreç ve süreleri, temyiz, cezaların infazı, Türkiye’de ceza infaz kurumları ile kadın tutuklu ve hükümlüler  konularında İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı Av. A. Metin Uracin ile 23 Mart 2011 Çarşamba günü bir röportaj yaptı.

Machowska’nın sorularını yanıtlayan Av. A. Metin Uracin iki saat süren röportajda soruşturmanın ilk aşamasından, gerekçeli kesin  hüküme giden yargılama aşamalarında, ceza muhakemesinde müdafilik, tutukluluk ve tutukluluk süreler konularına  değindi.

Tutuklama kararının hukuk yoluyla da olsa özgürlük hakkına bir tecavüz niteliği taşıdığını, adil yargılama hakkıyla doğrudan ilişkili kural değil bir istinai tedbir olduğunu , ceza değil, önlem olduğunu ve son derece dikkat gerektirdiğini belirtti.

Tutuklamada adil yargılamanın ilk adımlarının1628 yılında İngiliz Kralı Chales’in haklar bildirgesini  ( Petition of Rights ) imzlamaya zorlanmasıyla açılan süreçte 1673 yılında  Habeas Corpusa ulaşıldığını bununda, gerilere gidlerek Magna Carta’ya dayandığını belirten Uracin, Habeas Corpus’un Krala’ın keyfi olarak muhaliflerini ortadan kaldırmasının önlenmesi mekanizması anlamına geldiğini belirtti.

Hukuka uygun usul’ün ( Due Process Law ) uygulanmasının önemine dikkat çeken Uracin, yerleşik  ceza yargılamalarında uygulama alışkanlıklarına değil. CMK 100.maddesine atıfta bulunarak yargılamalarda makul, kuvvetli bir şüphenin olması zorunluluğunun altını çizdi, masumiyet karinesinin önemini vurguladı.

Bir suç şüphesi olması halinde kolluk kuvvetlerince yakalanan ve ekonomik olarak savunma giderlerini karşılayamayacak olan şüpheliye CMK 100/1-2.-3, 102/1., 108., 268/2. 153., 160., 250.,maddeler ile AİHS 5., 6/2 maddelerine değinerek, tutukluluk, katalok suçlar, ölçülülük, orantılılık, hukukilik, şüphe/kuşku, soruşturmada tutuk incelemesi, kovuşturmada tutuk incelemesi, temyiz aşamasında tutuk incelenmesi sorularını da yanıtlayan Uracin, risk ile özgürlük uygulamalarına da değini.

Zorunlu müdafi tayini uygulaması Uracin, soruşturma ve kovuşturma aşamalarında Baroca atanan zorunlu müdafiilik konusundaki sorulara da yanıtlar verdi.

Polonya TVN televizyon kanalından program yapımcısı Anna Machowska’nın ceza İnfazı ve infaz sürelerinin hesaplanması konusundaki  sorularını yanıtlayan Uracin,  program yapımcısı Anna Machowska‘nın ricası üzerine halen Bakırköy Kadın Ceza İnfaz kurumunda hükümlü olarak bulunan Polonya vatandaşı Sabina Uryga’nın infaz süresini ( müddetname )  hesapladıktan sonra  mülakat sonlandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.