DURUŞMA
A. Metin Uracin
19 Nisan 2012
”… DURMAK ve KONUŞMAK …”
‘ Hepimiz tabiat annenin bebekleriyiz ‘‘Bir Kızıl Derili Atasözü’
Bu kış nasılda belli belirsiz geçti. Bahar. Baharın ilk günleri. Nisan ayı. Parlak gündüzler ve ışığın rengi. Bir cumartesi günü öğleden sonrası. Panjurları kapattım. Işıksız odamda lambaları yaktım. La Martin caddesinde ki ışığı düşündüm. Beyaz ve hafif ışık. Lambaları sarı aydınlık, loş karanlık odamda bakındım. Bir kitap gördüm.Üzerinde ‘Kızıl Derili’ resmi olan bir kitap. Siyah düz saçlı ‘Kızıl Derili’ resmine baktım. Düz sert ve alaycı olmayan saçların hemen üzerinde kitabın ‘ Flamanca ‘ başlığını okudum;
” Begraaf mijn hard bjj de bocht van de rivier ”
” Kalbimi nehirlerin kıvrıldığı yerlere gömün ”
Rastgele sayfalarını karıştırdım. ‘ Hepimiz tabiat annenin bebekleriyiz ‘, ‘ Biz hem tabiatın ayrılmaz parçasıyız, hem de tabiat bizim parçamız.’
Daha fazla sayfaları karıştırmadım.
Ülkemdeki tabiatı düşündüm. Siyasi tabiatı. Ekonomik tabiatı. Sportif tabiatı. Hukuk ve Haber tabiatını düşündüm.
Bir haber;
‘ …Balyoz’da mahkeme-baro gerginliği. Balyoz Planı davasının 90. dur-u ş- masın da İstanbul Barosu…,’
İkinci bir haber;
‘… Balyoz dur- u-şma-sına katılan İstanbul Barosu….’
Üçünçü bir haber;
‘…Bir ‘Balyoz’ da avukatlara…’
‘…Savcıdan İstanbul Barosu yönetiminden 11 avukat için suç duyurusu talebi…’
”Balyoz Planı” davasına dur – u – ş ma sına giren özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı … duruşmada açıklamalarda bulunan İstanbul Barosu Başkanı’nın da aralarında bulunduğu 11 avukat hakkında….’ diye devam eden haberler.
Dur – u – şma.
Dur.
Durak
Durmak.
Ayakta durmak.
Duruşma
Konuşmadan durmak.
Anlaşamamak. Anlaşılamamak.
Mecelleden bu yana ülkemizin hukuk tabiatında muhakemede duruşma nedir diye baktım. Muamma.
Anglo-Saxon ülkelerde bizdeki Dur – u – şma’ya tekabül eden mucize yüklü kelimenin
‘ Hear -ing’ olduğunu gördüm.
Hearing : Duyuşma
Ayakta durma. Dur – u – şma.
Hearing. Duyuşma. Anlaşma. Hakikati aramaktan başkaca gayesi olmayan hakimin. Duyması. Dinleyerek duyuşması.
Amerikalılar hakimlere ‘ Fact – finder’ derler.
Fact – finder : Hakikat Bulucusu.
Geçmiş geçmiştir. Bugün geçmişin tam ve eksiksiz hakikatine ulaşmak mümkün olmadığı için, hakikat ve hakkaniyet arayıcıları olanların dur- u- şmadan ziyade tarafları hiç bir mazeret çıkarmadan, zamanı genişletme pahasına dahi olsa dinleyerek duyuşması güzel bir dünya için gereklidir.
Çünkü, insanın esas vazifesi dünyayı güzelleştirmektir. Hakikat bulucuları için bu bir ilk elden vazifedir.
Dinleyelim. Duyalım.
Bebekler çığlık atar.
‘ Hepimiz tabiat annenin bebekleriyiz ‘