DIŞ İLİŞKİLER MERKEZİ MESKA VAKFIYLA BİRLİKTE ‘ULUSLARARASI BOYUTUYLA İŞ KAZALARINDA HUKUKSAK SORUNLAR VE YARGILAMALAR – III’ KONULU KONFERANS DÜZENLEDİ.
A Metin Uracin
11 Nisan 2015
İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi, MESKA VAKFI, Bahçeşehir Üniversitesi Mezunlar Derneği, BARIŞ TV, Ekonomi Gazeteciler Derneği- EGD 11 Nisan 2015 Cumartesi günü Bahçeşehir Üniversitesi Konferans Salonunda “ Uluslararası Boyutuyla İş Kazalarında Hukuksal Sorunlar ve Yargılamalar -III ” konulu Konferans, Panel ve Çalıştay yapıldı.
Açılış konuşmaları İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı Av. A.Metin Uracin ve Meslek Hastalıkları ve İş Kazaları Araştırma ve Önleme Vakfı – MESKA VAKFI – Başkanı Hüseyin Avni Yardımcıtarafından yapılan toplantının oturum başkanlıkları İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı Yardımcısı Av. Elif Erdoğmuş ve MESKA Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Av. Durmuş Tunç,, toplantının sunumu da İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi üyesi Av. Alev Hoşgörmez, Bahçeşehir Üniversitesi Mezunlar Derneği Eş Başkanları Av. Denizcan Demirkılıç, Av. Halil Bİldirici tarafından yapıldı.
Toplantının 1. Oturumunda Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayşe Nuhoğlu, İşKazalatrında Hukuki ve Cezai Sorululuğa Genel Bakış konusunda, Doç. Dr. Mahmut Kabakçı İş Güvenliği Uzmanının İşverenin İş Organizasyonundaki Konumu ve Sorumluluğu,, Yrd.Doç.Dr. Öznur Sevdiren, İş Kazalarında cezai sorumluluk konusunu, İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Genel Sekreteri Av. Nil Merve Çelikbaş Şeker İş Kazalarında Hukuki sorumluluk Türkiye ve Fransadan Yargıtay karar örnekleriyle değerlendirdiler.
Toplantının 2. Oturumunda USA, Newyork ve New Jersay BarosundanAttorney at Law Kristin Mancuso Amerika Birleşik Devletlerinde Maden İş Kazaları ve Yargılasmalar konulu İngilizce yaptığı konuşması İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi Stj. Av. Ceyda Cantarafından Türkçe spontane çevirisiyle yaptığı sunumundan sonra Dr. Av. Güray Dağ, Kanunun ‘ İş’ kazaları demekle sorunlu olduğunu kazaya uğrayanların İşçiler olması sebebiyle İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Kanunu olması gerekir dedi. Dr. Av. Güray Dağ tarafından,İşKazalarında Güncel Sorunlar ve Yargılamalar konusunda Soma ve Torunlar İşçi Kazaları örnekleri vererek yaptığı konuşmasından sonra, Gazeteci-Yazar BARIŞ Tv Program Yapıcısı Ahmet Coşkunaydın,”Medyada İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu kısa ve anlamlı konuşmasında medyanın İş sağlığı ve İş güvenliği konularındaki bakış açısı,Ekonomi Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Fikri Türkel, Ekonomi Medyasındaİş sağlığı ve İş güvenliği konularında konuşmalar yaptılar.
İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı Av. A.Metin Uracin , 137 yıllık İstanbul Barosu tarihinin mücadelelerle dolu geçmişine dikkat çekerek 1878 yılında henüz 63 avukatla ilk kuruluş aşamasında dava vekili Manyasızade Rıfat’ın Yıldız Yargılamaları da Mitat Paşa savunmasıyla, 1915- 1920 İstanbul Barosu Başkanı Dava VekiliCelalettin Arif’in Milli Mücadele’nin başlangıç yıllarında, Meclisi Mebusan başkanlığından ayrılarak Erzurum Kongresi ve 1. TBMM çalışmalarına katılmış bir hukukçu olduğunu belirten Uracin, bu mücadele geleneğinin bu günde sürdüğünü İstanbul Barosunun Hukukun Üstünlüğü, İnsan Hakları, emeğin, halkın ve savunmanın savunulmasında bugün de her türlü zorluk ve yargılamaklara rağmen mücadelesinin kesintisiz sürdürdüğünü belirtti.
İstanbul Barosunun yasaların hazırlanmasının tüm aşamasında da kanaat ve görüşlerini bildirmek için çalışmalar yapmış olduğunu, bunun son örneğinin Nisan 2012 tarihinde kabul edilen ‘’ Yabancılar ve Uluslararası Koruma Yasa Tasarısı ‘’ konusunda yapmış olduğu panel, konferans ve çalıştay ile TBMM de gurubu olan partiler ve sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla görüş alışverişinde bulunmuş olduğunu belirtti.
Uracin, ‘’ Uluslararası Boyutuyla İş Kazalarında Hukuksal Sorunlar ve Yargılamalar -III’’ konusunda İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi tarafından üç yıl içinde düzenlenen üçüncü toplantı olduğunu belirterek değerli Hukukçular, Akademisyenler, İş Güvenlik Bilim Uzmanı mühendisler, İş Sağlık Bilim Uzmanı Doktorlar tarafından ele alınarak görüş sunulacak panel, konferans ve çalıştay’la İstanbul Barosunun bu geleneği sürdürdüğünü belirterek başarılı bir toplantı olmasını diledi.
İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı Av. A.Metin UracinDünya üzerinde 3 milyara varan günlük iş gücünün 1.2 milyarının kadın iş gücü olduğunu, yılda 2 milyon çalışanın iş kazalarında hayatını kaybettiğin, bu verilerin dakikada yaklaşık 5 işçi ölümüne tekabül ettiğini belirterek, bunun yanında, dünyada yılda 160 milyon çalışanın meslek hastalıklarından muzdarip olması da dikkate alındığında, ‘’ Uluslararası Boyutuyla İş Kazalarında Hukuksal Sorunlar ve Yargılamalar’’ konusu kapsamının sadece İş Hukukunu değil Ceza Hukuku, İdare Hukukunu, Medeni Hukuk ve mütemmimi Aile Hukuku ile Kadın haklarını, Sigorta Hukuku, Sağlık Hukuku başta olmak üzere bir çok hukuk disiplini ile iç içe bir uluslararası hukuk alemi olduğunun belirtti.
Ülkemizde iş kazalarının sebep olduğu yaşam kaybının yıllık 80.000 sayısı olan dehşet sınırına ulaşmış olduğunu, meslek hastalıklarının ise 1100 sayılarında düşük seyrinin kayıt sistemindeki eksik ve yetersizlikle açıklanabileceğini belirte Uracin, bunun dünyada yılda 2 milyon çalışanın iş kazalarından ölümümü yanı sıra, dünyada yılda 160 milyon çalışanın meslek hastalıkları istatistiği ile ters orantılı olmasının‘’meslek hastalıklarında tanı ve kayıt’’ eksikliklerine dikkat çekerek 6331 sayılı ‘’İş Sağlığı ve İş Güvenliği’’ yasasının mecburi ve müeyyideli kayıt sistemi getirmiş olmasının hakikatin tespit, teşhis ve tedavisi için bir ilerleme anlamına geldiğini belirtti.
20 Haziran 2012 tarihinde kabul edilen, ertelenerek tedrici olarak yürürlüğe giren 6331 sayılı ‘’İş Sağlığı ve Güvenliği’’ yasasının uluslararası kaynaklarının Birleşmiş Miletler (United Nations – UN ),Uluslararası Çalışma Örgütü ( İnternational Labor Organization – İLO), Dünya Sağlık Örgütü ( World Health Organization (WHO),Avrupa Birliği – European Union ( EU) tarafından kabul edilen ve sayıları 200’ü geçen Sözleşme, Tavsiye Kararı ve metinler olduğunu belirten Uracin, 10 Aralık 1948 tarihli BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 23.Maddesinde yer alan ‘’ Herkesin çalışmaya, işini özgürce seçmeye, adil ve elverişli çalışma koşullarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır. ‘’ ilkesine kadar geriye gittiğinin altını çizdi.
Birleşmiş Miletlerin İhtisas örgütü olarak kurulan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün- İnternational Labor Organization ( İLO ) 155 Sayılı sözleşmesiyle açık ve net belgelere dönüşmüş olduğunun altını çizen Uracin, uluslararası Çalışma Örgütü- İnternational Labor Organization ( İLO ) 155 Sayılı sözleşmesiyle başlayan İş Sağlığı ve Güvenliğine ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 Sayılı Sözleşmede ‘’Uluslararası Çalışma Örgütü…Cenevre’de..oturumunda; sağlık, güvenlik ve çalışma ortamına ilişkin belirli önerilerin kabulüne ve bu önerilerin bir uluslararası sözleşme şeklini almasına karar vererek, İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmesi, 1981 olarak adlandırılacak olan sözleşmeyi, kabul etmesiyle devam etmiş dayanak belge olduğunu belirtti, Uracin, 4 yıl sonra 7 Haziran 1985 tarihinde Uluslararası Çalışma Örgütü- İnternational Labor Organization ( İLO ) İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin 161 sayılı ILO Sözleşmesin kabul edildiğini ülkemiz tarafından imzalanmış olduğunu belirtti.
‘’İş Sağlığı ve Güvenliği’’ yasasının uluslararası kaynaklarının
İnternational Labor Organization ( İLO ) 1988 tarihli 167 sayılı inşaat işlerinde, 1995 tarihli 176 sayılı madenlerde, 184 sayılı tarımda İş Güvenliği ve İş Sağlığı sözleşmesini ülkemizin imzalamamış olmasının büyük bir eksiklik olduğunu belirtti.
‘’İş Sağlığı ve Güvenliği’’ yasasının uluslararası kaynaklarını arasında Uluslararası Çalışma Örgütü ile Dünya Sağlık Örgütü ortak komitesinin 1995 yılında 12. Oturumunda gözden geçirerek kabul etmiş olduğu ‘’İş Sağlık Tanımı Metni’’ ile Avrupa Birliği Direktiflerinin olduğunu belirtti.
Ülkemizde İş sağlığı ve güvenliğine olan ihtiyaç her ne kadar kömür madenciliği ile doğmuşsa da, bu alanda ilk yasal düzenlemeler; 1865 yılında yayınlanan Dilaver Paşa Nizamnamesi ve ardından 1869 da yürürlüğe giren Maaddin Nizamnamesi olduğunu belirten Uracin, İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin ilk düzenleme ülkemiz ‘’ Kurtuluş Şavaşı’’ nda olmasına rağmen, 1921 yılında TBMM, maden işçilerinin hukukuna ilişkin kanunu çıkarmış olması ile esaslı olarak başladığının sözlerine ekledi. 1930 yılında çıkarılan “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” nun 180. maddesi ile ‘’…en az elli işçi çalıştıran işyeri sahiplerine hekim bulundurma ve hastaları tedavi etme zorunluluğu…’’ getirilmiş olmasıyla devam ettiğini belirtti.
4857 sayılı İş Kanunu’nun bir kısım 68. – 86. Maddeleri ile sayıları 33 olan yönetmeliklerle ‘’İş Sağlığı ve Güvenliği’’ konusunda yürütülmüş olduğunu belirterek, söz konusu 33 yönetmeliğin 28 ‘inin Avrupa Birliği metinlerinden alınmış dağınık, düzensiz ve yüzeysel ve yetersiz olan uyumlaştırma ( Harmonisation ) temeli üzerinde olduğunu, bu durumun yeni yasaya kadar idare edildiğini belirten Uracin, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının yeni bir kanun olarak hukuk alemimize girmiş olduğunu belirtti.
İstanbul Barosunun İnsan Hakları mücadelesinde çalışanların fiziki, ruhsal ve biyolojik sağlık ve güvenliklerinin korunması, sosyal refahlarının yükseltilerek muhafaza edilmesine önem verdiğini belirten Uracin, çalışanların emeğinin her şeyin temeli olduğunu, temel insan haklarının savunulmasında emeğin savunulmasının toplumsal refah, ilerleme ve gelişmeye yol açacağını, çalışanların katılım ve temsilinin çoğulculuk ve demokratikleşme anlamına geldiğini belirterek, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının 11. -22 maddelerinin özellikle 19. maddesinde yer alan ‘’ Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması ‘‘ katılımcı demokrasi manasında bir ilerleme sayılabileceğinin altını çizdi.
Bunun aynı zamanda temel haklardan olması sebebiyle Anayasamızın 18. Maddesinde ki, ‘’ Hiç kimse zorla çalıştırılamaz, angarya yasaktır’’, 48. Maddesinde ki, ‘’ Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir ‘’ve 56. Maddesinde ki, ‘’ Herkes sağlıklı ve dengeli bir cevrede yaşama hakkına sahiptir ‘ ilkeleri ile de güvenceye alınmış olduğunu, bunun Anayasamızın 90. Maddesine uygun olarak zorla çalıştırılma ve angarya yasağı kapsamlı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi – European Convention On Human Right ( ECHR) 4. Maddesiyle de uyumlu olduğunu sözlerine ekledi.
Meslek Hastalıkları – İş Kazaları Araştırma ve Önleme Vakfı – MESKA Vakfı Başkanı Hüseyin Avni Yardımcı tarafından yapılan toplantının açılış konuşmasında Türkiye’nin bu alanda büyük kanuni ve fiziki eksiklilerinin olduğunu, konu üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
Yardımcı, ‘’İş Sağlığı ve Güvenliği’’ yasası konusunda kamu oyunun aydınlatılmaya ihtiyacı olduğu kanaatini taşıdıkları, iş güvenliği uzmanlığı ile iş yeri hekimliğinin hukuksal yükümlülüklerinin önemini belirtti
Soru – Cevap şeklinde devam eden toplantıda MESKA Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Doç.Dr Hülya Gül, İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi Av. Tunay Gürsel, İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi ÜyesiAv. Seyhan Ayar, Av. Pınar Özçelik, Av. Vural Soytekin, İş Sağlığı ve Güvenliği Bilim Uzmanı Arzu Temizalan, söz alarak açıklamada bulundular.
Toplantıya, İspanya, Madrid Av. Cezar Del Riego, İş Hekimi Dr. Sevtap Yıldırır, İş Hekimi Dr. Suat Sarp, İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyeler Av. Uğur Erdoğmuş, Av. Seyhan Ayar, Stj. Av. Mustafa Kıyran, Av. Ümit Melih Metintaş, Ezgi Yıldırım, Ayşegül Şemin, İrem Baş, Stj. Av. Şafak Türkan, Pınar Özçelik, Solmaz Aksoy, Ezgi Gönenç Aykol, Av. Aysun Asil, Berat Akdağ, Zümre Akçay, Rıdvan İneci, Av. Caner Özcan, Av. Özge Dündar, , Av. Stj. Av. Begüm Gencer, Stj. Av. Ceylan Irmak Beşiroğlu, Av. Meral Özkaya, Av. Pınar Özcelik, Renas Yıldırım. Stj. Av. Neslihan Açıkgöz, Ahmet Menteş, Mehmet Korkmaz, Av. Başak Özten, Av. Merve Estil, Av. Aysun Asil, Deniz Balaban, Doğan Baran Mengüş, Av. Sima Bektaş, Stj. Av. Kübra Uyar, ve çok sayıda katılımcı yer aldı.