Dolar 35,8440
Euro 37,2194
Altın 3.225,97
BİST 10.004,38
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 4°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
4°C
Hafif Yağmurlu
Per 5°C
Cum 8°C
Cts 7°C
Paz 7°C

TEBEŞİR DAİRESİ

12 Nisan 2012 15:39
142
A+
A-

A.Metin Uracin

14 Nisan 2012.

Özgül Ağırlık

Orta okul.

Leylaklar.

Orta okulu bahçesi leylaklarla dolu olan bir okulda okuduğumu hatırlıyorum.

Üsküdar da.

Fethi Paşa Korusu’nun yanındaki okul da.

Okul’un aklımda daha çok yeşil renkli kaldığını fark ettim.

Yeşil rengin bana niçin okulu hatırlattığını düşünüyorum.

Kimya Öğretmenimizin her zaman giydiği yeşil takım elbisesinin rengi olduğu için mi?

Bilemiyorum.

Ama, leylakların rengi yeşil değil ki. Onu biliyorum.

Yeşil takım elbiseli kimya öğretmenim bir gün  derste sormuştu.

Arkadaşlar, civanın özgül ağırlığı kaçtır, bilen var mı ? diye.

Tüm sınıf topluca cevap vermişti.

‘On üç virgül altı’,  öğretmenim.

Ciddi, yeşil elbiseli kimya öğretmenim bir soru daha sormuştu.

Peki, arkadaşlar suyun ki?

Yine  hemen cevap verilmişti.

‘ Bir ‘öğretmenim.

Yeşil takım elbiseli kimya öğretmenim biraz sınıfa göz gezdirdikten sonra sormuştu.

Arkadaşlar,

Sözün özgül ağırlığı peki kaçtır.?

Sınıfta derin bir sessizlik olmuştu.

Bu nasıl bir soruydu.

Cam kenarındaki sıramdan her defasında ki gibi soruların cevabını  bilmediğim zaman bahçedeki leylaklara bakardım.

Yeşil renkli olmayan leylaklara.

Erguvanlar gibi mevsimlik leylaklara.

Yeşil takım elbiseli kimya öğretmenimin sesiyle  sınıftaki yeşil tahtaya bakınca, beyaz bir tebeşirle çizilmiş daire gördüm.

Yeşil tahtada beyaz tebeşirle çizilmiş bir sıfır duruyordu.

Dairesel.

Sıfır.

Başladığı yerde biten çizgi. Belirsiz geleceği olmayan. Hiç. Sıfır çizgisi.

Sözün özgül ağırlığı sıfırdır, arkadaşlar.

Sıfır.

Sıfır.

Diye üç defa tekrarladığını hatırlıyorum yeşil takım elbiseli kimya öğretmenimin.

Yeşil, bilinç – altımın  ‘Pandoroma Kutusu’ muydu.

Daha sonra yeşil, özgül ağırlık ve sıfır ile daireyi hiç unutmayacaktım.

Evet.

Söz. Teoriydi.

Teori kendi başına bir hiçti.

Söz şayet pratik içinse,  bir anlam ifade edecekti.

Maddeleşmiş değişim pratikti. Pratik dinamikti.

Yersiz sözü, yerine ulaşmayan sözü söyleme. Söylenceydi.

Söylence en çok nerede sevildi ?

Teori ve Pratik.

Söylem ve Eylem.

Sözün bol, bol’un sıfır, sıfır’ın  ‘Tebeşir Dairesi’ olduğu yerlerde mi?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.