Dolar 34,0213
Euro 38,0594
Altın 2.833,01
BİST 9.975,61
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Yağmurlu
İstanbul
24°C
Yağmurlu
Cum 22°C
Cts 25°C
Paz 24°C
Pts 26°C

ZAMANE

14 Mayıs 2016 14:07
159
A+
A-

DİL ve HUKUK

İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi tarafından düzenlenen ‘ Dil ve Hukuk’ konulu toplantı 14 Mayıs 2016 Cumartesi günü saat 15.00’de  İstanbul Barosunun  Kanlıca Sosyal Tesisi  Baro Bahçede yapıldı.

 
Toplantı sunumu  İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi Stj. Av. Ezgi Gönenç Aykol tarafından, açılış konuşması İsranbul Barosu E. Meclis Başkan Vekili, TBB Delegesi Av. Nizar Özkaya  tarafından yapıldı. Toplantının oturum başkanlığını İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı Av. A.Metin Uracin tarafından yapıldı.

Toplantıda İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi Stj. Av. Kübra Sezer Dil ve Zaman konusuna değerlendirdiği konuşmasında ‘İnsanların birbirleriyle iletişim kurmak, birbirlerini anlatmak için kullandıkları en önemli araç dildir. Dil, kendi içerisinde zamanla anlaşılması güç mesleki dillere dönüşmüştür. Hukuk dili bunların arasında anlaşılması en güç olan dildir. İnsanların birbirleriyle anlaşabilmeleri ve toplumsal bir ortamda yaşayabilmeleri için hukuk kuralları ortaya çıkmıştır. Hukuk sadece yapılması ya da yapılmaması gereken eylem ile davranışları gösteren buyurucu kuralları değil; bu kuralların çiğnenmesi durumunda zorlayıcı yaptırımları da öngörür. Hukuk, adalete yönelik bir toplumsal yaşam düzenidir. Hukuku yaratan dildir. Toplumsal yaşamın gereği olan kanunlardan ve yaptırımlardan oluşan hukuk dilinin anlaşılır olması gerekir fakat Türkçemiz Osmanlı’da Arapça- Farsça sözcüklerin etkisiyle değişikliğe uğramıştır. Bunun sonucunda Osmanlıca denilen yazı dili ortaya çıkmıştır. Bu zamanla hukuk diline de yansımıştır ve günümüzde hukuk kitaplarında bunun etkisini görmekteyiz.’ Stj. Av. Kübra Sezer ‘ İnsanların toplum düzenini sağlayan bu hukuk kurallarını anlayıp ona göre davranması, toplumun kaosa sürüklenmemesi ve hukukun önleyici etkisinin geçerli olabilmesi için hukuk dilinin halkın anlayabileceği bir dilde olması gerekmektedir ‘ diyerek sözlerini bitirdi.

Toplantının ikinci konuşmacısı İstanbul Barosu Avrupa Birliği Eş –Başkanı Av. Murat Cem Sofuoğlu konuşmasını mahkeme kararları ve Avukatların dilekçelerinden örnekler okuyarak Dil ve Hukuk konusunu değerlendirdi.

Toplantıda İsranbul Barosu E. Meclis Başkan Vekili, TBB Delegesi Av. Nizar Özkaya  tarafından yapılan konuşmada Dil ve Gençlik konusu ele alınarak değerlendirmelerde bulunuldu.

Toplantıda  İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi Stj. Av.Harika Şahin yaptığı konuşmada ‘Eski Yunan’dan günümüze savunma  mesleği üstün,ayrıcalıklı  ve güzel söz söyleyen biz “AdvoCatus” lar tarafından  icra edilmekte.Avukatlık Kanunumuz’nun 1.maddesinde de denildiği gibi, biz avukatlar yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil etmekteyiz. Zaten mesleğimiz cazibesini ve gücünü bağımsızlığından almaktadır. Peki uygulamada savunmanın durumu nedir?Ceza yargılamasında  mahkeme  salonundan  içeri  girdiğimizde iddia makamının  savunmadan  yüksekte  ve  karar  mercii ile aynı kürsüde, sanki mahkeme heyetinin bir parçası gibi konumlandığını görüyoruz. Bu kelimelere  dökülmeden konuşulan bir dil aslında,beden dili gibi; mekan dili diyebiriz. Silahların eşitliği ilkesi gereği mahkeme salonundaki oturma düzeninde de iddia makamıyla eşit konumlanmamız gerektiği halde maalesef salona girdiğimizde mahkeme heyeti ve iddia makamı bütün heybetiyle daha oturma düzeninin verdiği görüntü ile üstümüzde baskı oluşturmaya başlamakta.Ve bu baskı hakim ve avukat arasında,sanki aralarında bir alt-üst ilişkisi varmışçasına kurulan diyaloglarla ve bu diyaloglarda kullanılan dil ile  devam etmekte.Mesela  hakimlerin ‘Bu nasıl bir talep Avukat  Bey,ilk defa  duyuyorum?’ şeklindeki  öğrencisini azarlayan bir öğretmen edasıyla sarfettiği pek çok cümleye rastlamışımızdır hepimiz.Aynı  şekilde avukatların da hakimlere saygı çerçevesini aşar  tarzda  sanki aramızda  amir-memur ilişkisi varmış gibi ‘Efendim,Yüce Mahkemenizin takdirine bırakıyorum vs.’ gibi abartılı hitaplar,abartılı cümleler  kullanmasının da savunmanın bağımsızlığına gölge düşürdüğünü düşünüyorum. Hatta ben bu tavrı istediği oyuncağı alması için annesini kızdırmamaya çalışan bir çocuğun tavrına benzetiyorum.’ Diyerek sürdüren Stj. Av. Harika Şahin sözlerini  ‘Mahkeme salonunun oturma düzeni ile kelimelere ihtiyaç duymadan konuştuğu bir dil var.Mahkeme heyetinin ve iddia makamının kelimeler aracılığı ile konuştuğu baskıcı bir  dil var.Ve  mahkemenin verdiği kararları ile konuştuğu,savunmayı da çok  yaraladağı bir dil daha mevcut.Özellikle  taraflardan  birinin  devlet olduğu(devletin memuru,kamu görevlisi,polis vs.) davalarda  mahkemelerin  adeta  devleti koruma refleksi geliştirmişçesine savunma aleyhine kararlar vermesi hukuk devleti açısından vahim sonuçlar doğurmakta. Halbuki hukuk devleti bir birey olarak bana devletin en değerli parçası olduğumu,hak ve özgürlüklerimin kendisinin yaptığı işlem ve eylemlere karşi dahi hukuki güvence altında olduğunu söylemiyor mu? Üstümüzde sözcüklerle dile getirilerek ya da dile getirilmeyerek, açık  ya da zımni olarak kurulan tüm bu baskıcı dil ile mücadele etmek savunma olarak bizim  insanlık  ve  meslek onurumuzdur.Konuşmamı durumumuzu özetlediğini düşündüğüm  Dalai Lama’ nın şu sözleri ile bitirmek istiyorum:

                               ‘’Düşüncelerine dikkat et sözlerin olur.
                               Sözlerine dikkat et davranışların olur.
                              Davranışlarına dikkat et alışkanlıların olur.
                             Alışkanlıklarına dikkat et karakterin olur.
                             Karakterine dikkat kaderin olur.
                            Kaderine dikkat et çünkü o senin yaşantın olur.”

Savunma olarak bizim kaderimiz, hukukun üstünlüğünü tam anlamıyla benimsemiş bir hukuk devletinde yaşamak ülkemizdeki herkesin kaderi olana dek mücadele etmek ve bu mücedeleyi kazanmaktır. ‘ diyerek sona erdirdi.

Toplantı Soru – Cevap bölümünden sonra sona erdi.

 
Toplantıya, Barış Tv Genel Yayın Yönetmeni Ahmet CoşkunaydınAv. Mehmet Kurt,  Stj. Av. Ezel Engin, Stj Av. Cem Sakin Av. Meral Özkaya, Stj. Av. Harika Şahin, Stj Av Sedef  Aktürk, Berfu Gültekin, Mert Tozakoğlu, Samet Akbulut, Ayşe Meral Öztürkler, Atakan Kurt, Aybüke Keskin ve İstanbul Barosu’na mensup çok sayıda Avukat ve Stajer Avukat katıldılar.

ZAMANE

DİL ve HUKUK

14:00       Sunum                                   

Stj Av. Ezgi Gönenç Aykol

İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi

                Oturum Başkanı

Av. A.Metin Uracin

İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Başkanı

                                                           Konuşmacılar

14:05     Sümeyya Gücer

              Sorbonne Üniversitesi / Dil ve İletişim

14:20     Stj. Av. Kübra Sezer

              İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi / Dil ve Zaman

14:35    Av. Nizar Özkaya

             İstanbul Barosu E.Meclis Başkan V. TBB Delegesi/ Dil ve Gençlik

14:50   Av. Cem Sofuoğlu

            İstanbul Barosu AB Komisyonu Eş –Başkanı / Dil ve Hukuk

15:05   Av. Harika Şahin

            İstanbul Barosu Dış İlişkiler Merkezi Üyesi /  Dil ve Savunma

Tarih            : 7 Mayıs 2016 Cumartesi

 Zaman       : Saat 14:00                                 

 Venue         : Baro Bahçe- Kanlıca

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.