SAVUNMANIN VE BARONUN TARİHİ – VII
A. Metin Uracin
‘’Sosiete du Barreau de Contantinople.’’
Kontantinepol Barosu Cemiyeti olarak çevrilmişti. İstanbul Ecnebi Avukatlar Barosu demek daha doğru olabilirdi. Louis Amiable tarafından okunan bir rapordan alındığı anlaşılıyordu. Tarih 1870 senesini gösteriyordu. İlk levhasına kayıtlı, otuz üç asli ve fahri azadan tek bir Türk gözükmüyordu. Osmanlı tabiyetinde olan azalar ise:
Meryem Kuli: Paris Hukukundan 1870’te mezun
Hogotisyan : Brüksel Hukukundan 1827’de mezun
Dr.Servicen : Paris Hukukundan 1875’te mezun
Apostoidis : Atina Hukukundan 1866’da mezun
Dr.Jakobo : Paris Hukukundan 1875’te mezun
Ali Haydar Bey kitap ve çalışmaları karıştırdıkça, şaşırdıkça şaşırıyordu. Bu bir hazine idi. Osmanlıda hukuki gelişmeleri ikiye ayırarak incelenmişti.Tamamen İstanbul’da ki konsoloshane raporlarına dayanan yabancı lisanda yazılmış vesikaların tercümeleriydi. Ali Haydar Bey’in en çok dikkatini çeken vesika 3 Haziran 1876 tarihinde sarayda ölü bulunan Sultan Abdülaziz ile ilgili kurulan Yıldız Mahkemeleri ve Yıldız Yargılamaları başlıklı tercümesi yapılmış vesika idi. idi. Daha da ilginç olanı Ali Haydar Bey’in Hukuk imtihanını kazanıp mektebe başladığı tarihte Baro Başkanı olan Manyasızade Refik Bey’in Yıldız Yargılamalarında Avukatlık yapmış olmasıydı. Tarihe ışık tutacak bu belgelerin mutlaka kurtarılması gerektiğini düşündü Ali Haydar Bey. Teferruatlı yapılmış bu çalışmalara bakarken Marko Paşa ismine rastladı Ali Haydar Bey. Gülümsemeye başladı. Esir kampında gülümseyen Ali Haydar Bey. Diğer esirlerin kendisine şaşkınlık ve hayret ile baktıklarını hiç fark etmemişti. Gülümsemesine vesile olan husus, vesikalardan bir tanesinin üstünde Yıldız Muhakematı Şahidi Marko Paşa yazıyor olması idi. Yıldız Yargılamaları’nın tarihe intikalini sağlayan şahidi. Marko Paşa. Görgüye dayanmayan şahadeti gözden ayağa düşüren şahit.
Marko Paşa.