SAVUNMANIN VE BARONUN TARİHİ – VIII
A. Metin Uracin
“ Buradan dünya sakin ve mutedil görünüyor ”
‘’Sosiete du Barreau de Contantinople.’’ Louis Amiable
Ali Haydar Bey barakada Kitap Kurdu’nun ölmeden önce yattığı ve çalışma yaptığı yere gitti. Matem havası egemendi. Ölüm her yerde ölümdü. Zamanın hem içinde, hem de dışında idi. Muamma. Muamma. Kendi kendisini açıklayamayan kara, karanlık muamma. Zaman. Uzun zaman. Dar zaman. Zor zaman. Uzayı düşündü. Zaman hiç genişler mi dedi kendi kendisine. Zamanın genişlediği hissine kapılmıştı Ali Haydar Bey.
Kitap Kurdu’nun yatağının altı ve üstü kitap, yazılar ve karalamalar ile doluydu. Kitap Kurdu araştırmalar da yapıyor diye düşündü. Ali Haydar Beyi çok şaşırtan bir el yazma araştırma idi. Dikkatle bakınca gözlerine inanamadı. İstanbul Barosu ve İstanbullu avukatlar ile ilgili bir el yazması idi. Sıkı bir çalışmaya benziyordu. Anlaşılan o idi ki, İstanbullu ilk ecnebi avukatlar tarafından tutulmuş notların Fransızcasından Kitap Kurdu’nun bizzat Osmanlıcaya çevirerek yapmış olduğu bir çalışma idi. El Yazmalarından bir tanesi şöyle başlıyordu:
‘’Sosiete du Barreau de Contantinople.’’
Kontantinepol Barosu Cemiyeti olarak çevrilmişti. İstanbul Ecnebi Avukatlar Barosu demek daha doğru olabilirdi. Louis Amiable tarafından okunan bir rapordan alındığı anlaşılıyordu. Tarih 1870 senesini gösteriyordu. İlk levhasına kayıtlı, otuz üç asli ve fahri azadan tek bir Türk gözükmüyordu. Osmanlı tabiyetinde olan azalar ise:
“Eski Romalı yeminini diriltmişti”.
Meryem Kuli: Paris Hukukundan 1870’te mezun
Hogotisyan : Brüksel Hukukundan 1827’de mezun
Dr.Servicen : Paris Hukukundan 1875’te mezun
Apostoidis : Atina Hukukundan 1866’da mezun
Dr.Jakobo : Paris Hukukundan 1875’te mezun
Fransa, Paris Hukuk Fakültesi dedi içinden Ali Haydar Bey. Batı Roma yıkıldıktan sonra avukatlık ortaçağın karanlıkları içinde kaybolmamışmıydı ? Kitap Kurdu’nun el yazmasında ek olarak şöyle bir kayıt düşülmüştü
“Avukatlık meslek tarihinin bu safhası hakkında elde bulunan vesikalar, müdafilerin rolü ve teşkilatı hakkında pek eksik malumat verir”.
Fransada, 1300 senelerinde, Kral Saint Louis tacir ve zanaat- karları, papaz cemiyetleri olan con-férie halinde birleştirmek istemişti. Etinne Boileau. Direnişe geçmişti. Ceberruta kafa tutmuş, murdar ve na-pak iş adamlarına karşı mücadele etmişti. Kahramanlık ve ibret ile Kral Justin’i vermiş olduğu ünvana yaniden ve sıkı sıkı sarılmıştı.
“Eski Romalı yeminini diriltmişti”.
Bu yeminin mesleğe girerken verileceği ve her yıl yenileneceği mecbur tutulmuştu. Philippe-le-Hardi’nin emirnamesinde.
Fransa’da Paris Hukuk fakültesinden mezun İstanbulda gayri müslim avukatları düşündü Avukat Ali Haydar Bey.
Paris..!
Adet ve an’aneleri..,
Usul ve nizamları..,
Pek çoklarını tesiri altında bırakmış edebiyatı..,
Kral, Kraliçe ve Giyotin ile Kampanya ..,
İihtilalleri ile tüm idealist avukatların gözüne girmiş şehir. Gözde şehir..
Paris..!
1302 senesi. Avukatlık kütüğü ihdas edilmişti. Philippe-le-Hardi emirnamesi meriyet mevkiine erişmişti. Sene 1345 senesiydi.
16 yaşından küçükler, sağırlar, körler, kadınlar, kötü şöhretliler, noter katipleri, avukat katipleri, hakimler ve papazların avukat olmaları yasaklanmıştı.
Emirnamede avukat olacakların ehliyet ve kabiliyetli olmalarını şart koşuyordu
Kral Francois, 11 nisan 1520 tarihindeki emirnamesi Avukatın Hukuk Fakultesi mezunu olmasını emrediyor ve avukatı üç sınıfa ayırıyordu.
- Con-siliari………………………..Müşavirler
- Ad-voc-ati Pro-ponents……..Müdafi avukatlar
- Ecoutants…………………… Stajerler.
Müşavirler, eski ve tecrübelü avukatlardı. İsimlerinin levhada hiç değilse 10 sene mu-kayyet bulunması gerekiyordu. Mal taksimi halinde veya hususi bir müşkül karşısında Saray ve Kral onların malumat ve tecrübelerine müraacat ediyordu.
O zamanlarda iki veya dört sene süren stajdan sonra meslek ifasına fiilen başlanıyordu.
Kitap Kurdu’nun el yazmalarına rapt edilmiş Paris Barosu kayıtları ile vesikalarını görünce İngiliz avukatlarını düşündü Ali Haydar Bey. İngiliz Hukuk Sistemini çok merak etmişti. İncelemişti. Hatıralarını canlandırmaya çalıştı.
“İn”… “İn”.., diyerek söylendi içinden. Aslan in-ine çekildi. Aslan in-in-den bellidir. İngiliz avukatlarını düşününce nedense her zaman bu kelimeler geçerdi hafızasından.
“İn “ yada ingilizce olarak “inns”, mağara manasındaydı türkçemizde. Bunun hikayesi Kral Edvard I. zamanında başlamıştı. İyi hukukçu yetiştirmek çok zordu o tarihlerde. İyi yetişmeleri için Kral hukukçuların Londraya gelmelerini isteyecekti. Celp ettirdi. Barınak ve barınmak büyük bir sorundu Londra’da.
“Lincoln Kontu – Henry de Lacy.”
Bir meşhur Kont vardı. Emlaklı kont denirdi kendisine. Emlakcıydı. Geniş arazi ve emlak sahibiydi. Lincoln Kontu – Henry de Lacy. Emlaklarının bir kısmini Kral Edvard’ın emri ile zapt edilmişti. “in” ler kurulacaktı. Tahsis edilecekti. Yeni hukukçu yetiştirmek için. Tahsis edilmesi emri verilmişti..
Lincoln Inn.
İsmi ile ilk avukatlar topluluğu teşkil edilmişti.
Lincoln Kontu’nun emlak-i emvali üzerinde kurulmuş “in”. Saraydan uzak, saraylı hukuk tedrisatının kilise ve yeni yetme tacirlerin ilahi – liberaliğin de yapılacak olan, derc edilmiş ilmi terbiye. Mü-derse. Müderese. Medrese. Ecclasıc hakk-ı hukukiye. Ferdi talim ve terbiye. “in”. Birlikte kutsal yemek. Birlikte ilmi emek. Yan yana. Göz göze . Olup. Farklı olana. Kendisine benzemeyene methiye. Kalp kalbe. Hakiki tecrübe.
11.yy ile 12. ve 13.yy hızlı geçecekti.
İlk elden din hukuku yerine teamül hukuku olan Common Law kaim olacaktı.
Papazların adliyeye çıkması men edilecekti. Men eden Salisbori Başpisikopozuydu.
1215 ‘ te Carta.
Magna Charta.
Kral hukukçuların yazıhanesini şehir dışında açmalarını yasak edecekti.
Sonraları daha çok talebe gelince Lincoln inn içinde yer kalmayacaktı.
Bir başka kont.
Kont Thomas.
Lancastre Kontu, Thomas.
Nehir kıyısındaki arazilerinin bir kısmini hukukçulara kiraladı.
İhtiyaç sebebi ile Cray’s inn isminde hukukçular için bir yer daha kuruldu.
Kasvet verici muazzam binalar inşaa edildi. Avukat yazı-haneleri “İn“ lerde açıldı.
Kara, karanlık ve hazin.
Barrister……………………… Yazıhaneleri.
Benchers……………………… Yazıhaneleri
Readres……………………… Yazıhaneleri
Utter-Barrister ……………….Yazıhaneleri
İnner-Barrister………………. Yazıhaneleri
Ve Talebeler
Yazıhanesi olmayan talebeler. Yazıhanesiz talebeler. “in” lerde birlkte kalan. Birbirini tanıyıp anlayan. Anladıkca farklı olana katlanan. Katlandıkca seven. Sevdikce hak ve hakkaniyete ve nısafete eren. Adil ve mutedil hukukcular olacaklardı. Birlikte yemek yiyecekler, birlikte ‘vino é verita’ diyecekler. Bil-ahare, mezarlık ziyaretlerine gideceklerdi.
“ Vino é veritas”
“Nuc est biberandum”
Benchers’ler üstad avukatlar olarak disiplin ve murakkabeden mes’ul idiler.
Müşavere ve müdafaa ile meşgul olurlardı.
Müvekkil ile hiç görüşmezlerdi.
“ Osmanlı Ülkasinde Avukatlık”